Monday 3 December 2012

Sistem'in Kuklaları..


Elimizle tutamıyoruz zamanı, nasıl geçtiğini bile anlamıyoruz, bir bakmıştık ki orta okul’dayız daha sonra lise şimdi ise üniversite hayatımızın neredeyse sonuna geldik.  Sistem böyle.. doğar yaşar büyür ve sonunda ölürüz. Peki yaşamak kelimesinin anlamı tam olarak ne? Herkese göre farklı bir çağrışımı var, bize öğretilen ise üniversite’ye gidip bir meslek sahibi olup işe girdikten sonra bir eş bulup evlenmek ve sonsuza kadar mutlu yaşamak.

 Bizim kararlarımızı hep başkaları veriyor aslında, “Bunu yaparsan ‘elalem’ ne der sonra? O yüzden bu yanlış.. yaşadığın hayat yanlış” "Başlarım elaleme!" dersin bir iki defa sonrasında ise bir bakmışsın ki o "elalem" senin içinde çok büyük bir yaşam sebebi olmuş, o "elalem" in yanlışına doğrusuna göre yaşar olmuşsun.. Kalk, okula git, sisteme uy, baş kaldırma, kurallara uy, gençsin yapmamalısın yada yapmalısın? Öyle bir sistem ki herkesin “Yanlış'ı” ve “Doğru’su” aynı olmalı.. Halbuki yanlış veya doğru aslında herkese ve duruma göre değişiyor.. gel de anlat anlatabilirsen bunu sistemin kuklası olmuş insanlara..

16 yaşındayım, ben “oyuncu” olacağım diyorum, etrafımdaki herkes daha ergenlik çağındasın hayat hakkında bir şey bilmiyorsun, ne istediğini bilmiyorsun diye geveledi, çocuk aklı, kandık…o zaman “Avukat” olacağım dedim, bu sefer herkes destek oldu. Peki neden kimse “Avukat” olmamı yargılamadı, neden sadece “Oyuncu” olmaya karar verdiğimde karşı çıkıldı? Ikisininde meslek olduğunu ve 16 yaşındaki bir bireyin bile gerçekten aslında “Oyuncu” olmak istediğini düşünmek bu kadar zor muydu?  Başarmışlardı işte sistem’e karşı çıkmadan en etkili beyin yıkamalardan sonra “ayakların yere basmalı” başlığı altındaki uzun süreli nasihat çerçevesindeki konuşmalar  ile birlikte paketlemişlerdi beni de yurt dışına “adam olmaya”, “altın bilezik sahibi olmaya”. Yurt dışına gelince, daha bir sarıldım hayallerime, daha bir güçlükle çalıştım, en azından bu “altın bilezik” olayını en kısa zamanda bitirip çok geç olmadan gerçekten olmak istediğim kişi olma yolunda ilerlemeye başlamak için.

Ve o “Altın Bileziği” aldıktan sonra da üzgünüm, ama istediğiniz gibi “Topluma yararlı bir birey” olamaycağım..
Sizin "yanlış" ve "doğru" larınıza göre yaşamaycağım.. Sizin bir kuklanız olmayacağım...  Olanlarada mani olmayacağım... Benden bu kadar.. Adios!

No comments:

Post a Comment