Monday 10 November 2014

Beceriksizlik

Bu ara elime aldığım ne varsa hepsi kırılıyor, bir türlü beceremiyorum düzgün tutmayı, bir günde bir insan hem bardak hem kaşık kırabilirmi? Bardak hadi neyse de kaşık kırılabilirmi?! Kırılıyormuş. Yüklü negatif enerjim ile hem kendime, hem etrafımdaki insanlara hem de cisimlere zarar veriyorum bildiğin. Beceriksizim işte. Ne yapsam hep yarım yamalak, hiç tam olmuyor, ya eksik ya fazla, tam tamına olduğunu göremedim. 

Hepsi de benden kaynaklanıyor. Yetemiyorumda, sürekli kendi kendimi hayal kırıklığına uğratma, başkalarını hayal kırıklığına uğratma.. Bıkmadan usanmadan devamlı birilerini yüz üstü bırakıyormuşum gibi geliyor. Büyük beklentileri var benden, ama bilmiyorlar ki beceriksizim, ve beklentilerini karşılayabilecek kapasiteye belki de sahip değilim.. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum ama bir yerden kopuyor.. İstesem bile elimde olmayan sebeplerden ötürü kalıyor öyle.. Beceriksizim işte. Yeteneksizde olabilirim.

 Çok mantıklı bir yazı değil bu. Saçmalarım durduk yere, madem böyle bir hakkım var saçmalarım kardeşim. Ben beynimdende memnun değilim hiç. İnsan dediğin en zeki varlıkmış. Laf! İğrenç mahluklarız, hayır kafamızın içinde böyle beyin adını taktığımız bir mekanizma var, kullanmayı beceremiyoruz. 

Yemin ediyorum,  saçma sapan şeyleri düşüneceğimize, daha iyi şeyler yapmayı düşünsek uzay’da yaşamaya başlamıştık bile, atom falan parçalardık bütün gün, ne bileyim daha yararlı bir iş yapardık.. ama varsa yoksa kendi kendimize devleştirdiğimiz ufacık düşünceler var. Hayır madem böyle bir şey var kafamızın içinde, ya tam işlesin ya da hiç işlemesin. Düşünmeylim mesela, tartıp ölçmeyelim herşeyi, bin bir tane senaryo kurmayalım kafamızda,  kurduğumuz senaryo’lara inanıpta paranoyaklaşmaylım mesela..

 Madem böyle yaratıcı işlere yarıyor, kendi kuruntularımızı destekleyecek derece gereksiz işlere, insanlık için, kendimiz için daha iyi olacak işlere kullanabiliriz. Yok ama, gerizekalıyız.. kendi beynimiz, kendi kendimize acı çektirmekten başka bir işe yaramıyor. He bir de kullanmaya çalışırken, ders çalışırken, birşeyler okurken kafandaki senaryolar yüzünden konsantrasyon problemide yaşıyorsun.. 

Hem o derece işleyen bir beyin, hem de iki şeye birden odaklanamıyor, çünkü kafandaki kendi kendine kurduğun düşünceler o derece önemli bir  iş gibi geliyor ki geleceğini  belirleyecek olan işlere konsantre olamıyorsun. 

Bak sen, çok zekiyiz ya valla, en zeki mahluklarız bu dünya’da yaşayan. Harbiden. Müthiş.


Ya başlıycam şimdi en zeki varlığına da, beynine’de. Ben insan olmasaydım zaten kesin tembel hayvan olurdum. Bütün gün öyle yat, ağaçtan sark, yemek ye, uyu ve slow motion’da yaşa hayatı, oh mis.. En zeki varlık o tembel hayvanlar ha... Bak hayvan beynini kullanmıyor, varlığı yokluğu bir, herşey içgüdü ile alakalı.. 

Oh kebap!  Bir de diyorlar zekilik güzeldir, yok abi öyle güzelliği yok, bu kadar düşünmenin kendimize zarar vermekten başka bir işe yaradığını görmedim ben. İstemiyorum ben düşünmek falan, hayatımın geri kalanını tembel hayvan gibi geçirmeme izin varsa öyle geçirsem diyorum. Olursa güzel olur, olur bence, olsun yani. 

No comments:

Post a Comment