Tuesday 11 December 2012

Olgunlaşmak.

Gecenin bir vakti yine uyku tutmamış, saat’e bakıyorum uyumak için çok geç uyanmak için ise çok erken. Sosyal medya çöl gibi kimse yok, dizilerde açmıyor.. başlıyorum 2007’den beri laptopumda kayıtlı olan şarkıları bir bir dinlemeye. Her şarkıda bambaşka anılar canlanıyor gözümde, gülümsüyorum ve düşünüyorum zaman ne kadar çabuk geçmiş, neler yaşanmış hayatımda..

Boşuna demiyorlar, müzik zamanın düşmanıdır diye. Bir anı’yı unutmak için harcanılan zaman aslında anlamsız kalıyor.. bir küçük melodi bütün anıları ve duyguları tekrardan harekete geçirebiliyor. Bir zamanlar hayatımın merkezinde olanlar şimdilerde sokaktaki bir yabancıdan farksız adeta. Sorguluyorum..Kimlere hakettikleri değerden fazlasını verdik ve kimlere hakettiklerinden azını verdik diye, gereksiz yere kaç kalp kırdık yada kırıldık. Zaman geçtikçe hayatımızdan çıkan insanların bizde bıraktıkları izleri daha derin ve yaşadıklarımız daha ağır gelmeye başladı..

İnsanoğlu da bu zaman’ın geçmesine çok güzel bir kılıf uydurdu adınıda “Olgunlaşmak” koydu. Neymiş efendim yaşayarak öğrenecekmişiz herşeyi, hatalar yaparak “olgunlaşacak”mışız. Peki soran oldumu acaba ben olgunlaşmak istiyormuyum diye? Belki ben hala umursuzca, hiçbir sorumluluk altına girmeden yaşamak istiyorum.. tek derdimin Cuma gecesi ne giyeceğimin olduğu zamanlara dönmek istiyorum. Belki benim ruhum bu kadar olgunlaşma süresinde yaşanılacakları kaldırmaya hazır değil. Ama yaşamak zorundaymışım! Bunu herkes yaşıyormuş, bana gelip söylüyorlar,” Bu altına girdiğin sorumluluklar ve yaşadıkların daha hiçbirşey daha hayatına kimler girecek, daha ne kazıklar yiyeceksin, ohooo dur bakalım.” Diye başımın etini yiyorlar, onların yaptığı beni yaşanılacaklara hazırlamak benim anladığım ise , “olgunlaşmak’ın” aslında “katılaşmak” olduğu.

Her yaşananla ruhumuzda yeni bir katman yapılanıyor, her geçen saniyede daha da katılaşıyor ve içimizi, insanlara istesekte açamıyoruz.. çünkü geçmişte yaşananlar ruhumuza bir duvar örmüştür ve o duvarı yıkmak artık çok zordur..  Bazıları o duvardan içeriye girmeye çalışır fakat en ufak bir zorlukta hemen geldiği gibi geri giderler, onlarla birlikte bir katman daha eklenir ruhumuzun duvarına.. 

Ne zaman ki biri gelip o duvarı yıkmak için elinden geleni yapacak, ve içimizdeki gerçek insanı ortaya çıkarabilecek o zaman tekrar mutlu olabileceğiz çünkü daha fazla üzülmemek için kendimizi kapatıyoruz ve sonunda mutsuz oluyoruz..

Herşey çok basit aslında, yaşananları geçmişte bırakıp önümüze bakmamız gerek, çok daha az düşünüp duygularımıza çok daha fazla kulak vermemiz lazım, düşünmeden sevmemiz ve tekrardan güvenebilmemiz gerek işte bunu başardığımızda ben “olgunlaştık” derim.

Hoş benim duvarım daha dimdik ayakta duruyor, inat ettim kıracağım duvarımı belki biraz zaman isteyecek ama elbet bir gün bende elime alacağım çekicimi vura vura duvarımı yıkıp “olgunlaşacağım.”! 

1 comment:

  1. This comment has been removed by a blog administrator.

    ReplyDelete