Disney filmleri
ile büyümüş bir kız olarak yaşım kaç olursa olsun, Disney hangi filmi çıkarırsa
çıkarsın izlerim, bunda utanacak gocunacak bir şey olmadığını düşünüyorum.
Disney filmlerinden kastım, Pamuk Prenses, Aladdin, Uyuyan Güzel ve daha bir
çoğundan bahsediyorum, Hannah Montana ya da Zack and Cody gibi dizilerden
değil.
Geçenlerde Disney’in
Frozen isimli filmini izledim, ve bayıldım! Film zaten en iyi animasyon film
dalında Oscar almış ben kimim ki bu filmi beyenmeyeceğim? Onu geçtim bu film’i
ben kesinlikle ilerde çocuğum olursa özellikle kızım olursa ona da izleteceğim,
bizim gibi hayal dünyasında yaşamasın yavrucak. Bizim bildiğimiz Disney
filmlerinden çok farklıydı bu film.
Bize eski Disney
filmleri neler öğretmişti öncelikle kısaca onları hatırlayalım.
-Mükemmel
olmamız gerektiğini, kız dediğin bakımlı, saçları taranmış, incecik belli ve
minik ufak tefek bir şey olmamız gerektiğini,
-Beyaz
atlı prensimizin geleceğini, ve gerçekten zengin, işi gücü yerinde, yakışıklı
ve aşkla bakan gözleri gördüğümüzde işte o beyaz atlı prensimizin olacağını ve
karşımıza çıkan her erkeğin böyle olacağını,
- Herşeyin
bir müzikal gibi olacağını ve gerçek aşk’ın sadece bir erkek ve bir kadın’ın
arasında olabileceğini, hiç bir şeyi gelecekte evleneceğimiz erkek’ten fazla
sevemeyceğimizi,
-Kısacası,
güzel olduktan sonra karşımıza ilk çıkan erkek hayatımızın aşk’ı ve
evleneceğimiz adam olduğu... En fenasıda,
evlendikten sonra ne olduğunu bilmememiz.. “.. and they lived happily ever
after..” bu cümle var ya bu cümle.. bu cümle bizi bitirdi.. Peri masalları ve gerçeklik
arasındaki farkı görmememizi sağladı. Birini bulduktan sonra ayrılmanın ne
demek olduğunu biz gerçek hayattan öğrendik ve bu çok acıttı. Bizi
hazırlamadığın için çok mersi Disney!!!
Peki Frozen’da
öğretilen şeyler ne idi?
İkinci olarak, bu sahne! Teşekkürler senaristler, teşekkürler Disney! Evet çocuklar
ilk gördüğünüz adam ile evlenemezsiniz. Bunuda biz 21 yaşına gelmeden önceki
filmlerdede kullansalardı ya. Ama yok, ne gereği var, biz her ilk karşımıza
çıkan adam ile evlenmeyi sizin önceki filmlerden öğrendik, şimdiki çocuklar çok
şanslı ya, valla.
-
Evet
pek beyaz atlı olmayan Prens, prensesimiz bu iyi aile çocuğu prens ile evlenmek
istiyordu, ilk görüşte aşk sanıyordu.. Ama ne çıktı? Bu çocuğumuz sadece
kraliyeti ele geçirmeye çalışıyormuş! Bakışlar öyle söylemiyor ama di mi? Bende
izlerken öyle düşünmüştüm, hatta filmin sonlarında yaptığı şeytanlıkları
görünce şaşırmıştım, “Bu bizim prens değil miydi ya?” Diye düşündüm, burdan
çıkarttığımız ders ise, her atıyla gelen prens prens değildir çocuklar.
-
Beyaz
atlı prensimizden sonra, bir de köy’de kendi işini yapan bir delikanlımız var
burda, resimde göründüğü gibi ekmeğinin peşinde koşturan bir delikanlı. İlk
bakışta aşk olmadı tabii ki prensesimiz ve bu delikanlı arasında, hatta
birbirlerine gıcık bile oluyorlardı. Bizim çocuk prensesimize sadece yardım
ediyordu, sonrasında ise aralarında kıvılcım olmaya başlamıştı tabii. Burdan
çıkarttığımız ders, illa ki hayatımızın prensinin gerçekte prens olmasına gerek
yok, herhangi bir olabilir. Önemli olan, iyi bir kişiliğe sahip olması ve bizi
gerçekten sevmesi, gerisi boş. Bir prensesin bir köy mensubu ile birlikte
olduğunu görüyoruz burada. Bunu göstermenin tam zamanıydı Disney, artık
büyüyecek delikanlılarımız fiyakalı araba ile değil fiyakalı bir kişilik ile
hanım kızlarımızı tavlayabilecekler. Tam da medya’dan ümidimi kesmiştim,
rahatladım.
-
Ve
Olaf! Gerçek dost, bu kardanadamımız dostu için kendini erimeye bile feda
etmişti.. İşte gerçek dostluk.. Sadece kendi çıkarları için dost diye geçinen
insanlar ve gerçek dost arasındaki farkı da bu kardanadamımız sayesinde
gençlerimiz öğrenecek sağolsunlar.
-
- Yine her
Disney film’inde olduğu gibi bu film’de de sihir baş rol de tabii ki.. Burdan
çıkarttığımız ders ise, ne isterse olsun, ne kadar gerçeklik olursa olsun, bazı
gerçeklikte bile biraz sihir işimize yarayabilir, ve ne zaman ne olacağı hiç
belli olmaz.Sadece o minik kıvılcımı beklemek lazım, insan’ın sihir’i kendi
içindedir.. nasıl ve ne zaman kullanacağı ise sadece kendine bağlıdır.
Teşekkürler
Disney, teşekkürler senaristler ve emeği geçen herkes, 21 yaşında olupta hala
bizi animasyon filmleri ile etkilemek her yiğidin harcı değil. Hep böyleydi ve
hep böyle olacak, Disney filmleri ile büyüdük onlar ile yaşamımıza devam
edeceğiz sanırım, içimizde hiç büyümeyecek bir çocuk bıraktığınız için
tekrardan teşekkürler Disney!
No comments:
Post a Comment