Artık yer kalmadı benim karalama tahtam'da, hep karaböcü gibi karmakarışık, gelip temizleyip keşke tekrar eskisi haline getirse biri bana bu tahta'mı.. Silse bütün geçmişimi, silse hayatıma girip sıçıp beleyen insanları, belleğimden atsa hepsini.. Elimden tutsa..
Bir resim görüyorum ve midem yanmaya başlıyor, öyle bir acıyor ki ağlasam olmaz ağlamasam olmaz.. Ağlamak bana ağır geliyor, ağlamamak ise daha beter acıtıyor. Doktor'a gitsem diyorum, saçmalama diyorum, başlıyorum ağlamaya.. Ağladıkça acısı azalır gibi geliyor ama geçmiyor. Midedeki yanma boğazımdaki bir yumru'ya bırakıyor yerini. Söyleyemediklerim, sövmelerim, veremediğim belalar, hepsi boğazımda tıkanıp kalıyor. Bir çözüm bulsunlar mide ağrısı gelip geçer de o yumru'yu götürebilecek bir ilaç yapsınlar. Bu mide yanmasını'da geçirecek bir ilaç bulsunlar..
Saat olmuş sabah'ın 3'ü .. Hiç bir insan bu saat'te mantıklı konuşmaz. Ben konuşmuyorum zaten, duygularım konuşuyor şu anda, her insan'a ansızın gece nüfuz eden iğrenç bir mikrop gibi, açılıyorum bende.. Başlıyor duygularım konuşmaya.. Açıldığıma açılacağımada lanet ediyorum.
Ben böyle duygusal bir kız değildim.. Ne zaman kaya gibi olmaktan bir marshmallow'a dönüştüm ki ben?
Sorgulamayı bıraktım artık, sabah'a pişman olacağım yazı bu zaten..
Söz sizde Scorpions "Always somewhere miss you where I've been..."
No comments:
Post a Comment