Tuesday 22 October 2013

Ben Bali’ye Yerleşiyorum

Bende bir takıntı var, bir filmi bir defa izlemekle kalmıyorum hiç bir zaman. Daha önceden izlediğim bütün filmleri tekrar tekrar izleyebilecek bir insanım. Neden bilmiyorum. Çokta keyif alıyorum. Anormal bir özelliğim daha işte.

“Eat, Pray, Love” filmini izledim biraz önce. Tekrardan. Kadın gitmek istediği şehirlere gidiyor, kilosunu düşünmeden yemek yiyor, ve aşık oluyor. Aşksız bir filmde yapmasalar olmaz sanki. İlk izlediğim günden beridir Bali’ye gitmek en büyük hayallerimden biriydi. Bugün tekrar izledim ve oraya taşınmaya karar verdim. Ne zaman olduğu meçhul tabi.

Bu ara böyle ismimi kimsenin bilmediği, hiç tanımadığım bir yere gidesim var. Geçmiş hayatım yokmuş gibi davranıp, yeni bir başlangıç yapmak gibi. Ben ne zaman bu filmi izlesem bana birşeyler oluyor. Yine felsefik takılmaya başlayıp, ah hayat şöyle olsaydı böyle olsaydı diye düşünüyorum.

Endonzeya benim ütopya’m oldu artık, bütün gün orda yemek yeyip kilo almıyormuşuz, sonra aşık olup aldatılmıyor veya terkedilmiyormuşuz, yılın her günü güneşlenebiliyormuşuz, herkes dışarıda adeta bir müzikaldeki gibi durmadan dans ediyormuş, arada bir yağmur’da yağıyormuş ama olsun kahvemizi koyup yağmur’un kokusunu içimize çekiyormuşuz. Oda gerek tabi. Para önemini kaybediyormuş, ve moda diye birşey de yokmuş. Herkes otantik giyiniyormuş, kimse kimseyi yargılamıyormuş. Benim kafam’da böyle küçük bir yer oluştu. Tamam az biraz gerçekçi olalım, aşırı yemek yeyip kilo almamak diye birşey söz konusu bile değil.

Ben oraya yerleşiyorum ya.

Ama önce bitirmem gereken bir okul, bakmam gereken bir hayat’ım var.

Belki 20 yıl sonra, emekliye ayrılıp felsefik akımlara kendimi bırakmaya karar verince yerleşirim.

Endonezya’lı bir koca bulur, bütün gün yer, şişmanlar ve yuvarlanıp gideriz işte.


Ya da ona benzer birşey. 

No comments:

Post a Comment